GÜÇLÜK YARATAN HASTA DAVRANIŞLARI KARŞISINDA SAĞLIK ÇALIŞANININ İLETİŞİMİ NASIL OLMALIDIR?

Hastalar ve sağlık çalışanlarının iletişimi üzerine yapılan araştırmalar, sorun yaratabilen hasta davranışlarını aşağıdaki başlıklarda ortaya koymuştur.

  •     Ağlama
  •     Tedaviyi Reddetme
  •     Cinsel Davranışlar
  •     Yakınma
  •     İsteklerde bulunma, gibi hasta davranışların ilişkiyi güçleştirdiği görülmektedir.

Ağlama

Sağlık çalışanları tarafından problem olarak görülen hasta davranışlarından biri “ağlama” dır. Yetişkin insanlar ağlama davranışını kontrol etmeyi öğrenmişlerdir, bu nedenle ağlama; kontrolü becerememenin, zayıflığın, yetersizliğin göstergesi olarak değerlendirilebilir. Ağlama bir tür iletişim biçimidir.

Ağlayan bir insanın karşısında genellikle iki istek yaşanır; bunlardan biri “ağlamayı durdurma isteği”, diğeri “ağlama nedenini öğrenme isteği” dir. Bu istekleri yönlendiren duygular; çaresizlik, huzursuzluk ve meraktır.

Sağlık çalışanının sorumluluğu; çaresizlik, huzursuzluk ve merak duygularının kontrolünü, empati yapmayı ve yardım için harekete geçmeyi gerektirir. Bu nedenle sağlık çalışanı ağlayan hastaya yardımcı olabilmek için, öncelikle “ağlayan hasta” karşısında huzursuzluk hissediyorsa bu duygusu ile baş etmelidir. Ancak, huzursuzluğunu yendiğinde de hastayı susturmaya çalışmamalıdır.

Ağlama; hastanın bir gereksinimini karşılıyordur, büyük olasılıkla sorunla baş edebilmek için gerginliğin azaltılmasına ve enerji kazanılmasına hizmet ediyordur. Hastanın ağlamasını durdurmaya çalışmanın hastayı koruyucu hiçbir yönü yoktur.

Ağlama karşısında kullanılan, alışılagelmiş ancak yararlı olmayan iletişim teknikleri, “teselli”, “basma kalıp iletişim”, “konuyu değiştirme” gibi tekniklerdir. Ağlayan insana, “üzülme, bunu da atlatırsın, hiç değilse teselli bulabileceğin… var” ya da “korkacak bir şey yok, bunları dert etme” gibi sözler söylendiği sıkça işitilir.

ağlayan hasta ile ilgili görsel sonucu

“Neden ağlıyorsun?”, “Anlat, açılırsın” ağlamanın nedenini araştıran ve sık kullanılan ifadelerdir.

Ağlayan kişi neden ağladığını seçemeyebilir ve duygusal birikimlerini fark edemeyebilir; ağlama ile birlikte kontrolün kalkmış olması nedeni ile kendince mahremiyeti olan, anlatmak istemediği şeyleri anlatabilir ve daha sonra pişmanlık duyabilir. Ağlayan insanı anlatmaya zorlamak onun yararına bir eylem değil, dinleyenin merakını gidermeye yönelik bir yaklaşım olacaktır.

Ağlayarak size iletilmek istenen nedir?

Hastalarının ağlama nedenini anlayamadıklarında sağlık personeli kendilerini karanlıkta çalışıyormuş gibi hissedebilirler. Ağlamanın nedeni yerine ağlamanın ne iletmeye çalıştığını anlamak önemlidir.

Hasta ağlama ile; acı çektiğini mi, çaresizlik hissettiğini mi, engellenmiş veya öfke hissettiğini mi, yoksa yardım isteğini mi bize iletmektedir?

Belli bir konuya yoğunlaştığınızda mı ağlamaktadır? Sadece sağlık personelinin yanında mı ağlamaktadır?

Kimse yokken, yalnızken mi ağlamaktadır ve ağladığının fark edilmesinden kaçınmakta mıdır?

Hastanın “ağlama” davranışı ile ilettiği gereksinimini anlayabilmek için bu tür sorularla geniş tabanlı veriler toplanmalıdır.  Yapılacak olan yardım edici plan bu verilere dayalı ve planlı yapılmalıdır.

Ağlama Sırasında Uygulanacak Temel İlkeler;

    Ağlamanın hastanın gereksinimini karşıladığını dikkate alarak, ağlamanın durdurulmaya çalışılmaması

    Ağlama davranışının kabullenilmesi, yargılanmaması (örneğin hastaya “Ağlamak sana hiç yakışmıyor.”, “Hani güçlüydün, sana ne oldu böyle?” gibi mesajların iletilmemesi)

    Ağlaması ya da yaşadığı sorunları konusunda konuşup konuşmama kararını hastanın vermesinin sağlanması

    Hastaya ağlaması sırasında zaman ayırması, empati duyulduğu ve yardıma hazır olunduğunun iletilmesi

    Hastaya duygusunu ifadede kolaylık sağlamak için “üçüncü şahıs” anlatımının kullanılması (“İnsanlar böyle durumlarda genellikle çaresizlik hissederler” vb.)

Cinsel Davranışlar

Hastaların cinsel organlarını teşhir veya cinsel içerikli konuşma gibi davranışları genellikle yetişkin cinselliğinin ifadesi değildir. Bu tür davranışlar, hastalığın şiddetine karşı kontrolsüz dürtüsel tepki verme, cinsiyet olarak erkeklik/kadınlık gücüne dikkatini çekerek hastalığa yenik düşme, endişesini inkar etme, bağımlı olmaya bağlı regresyon yaşama sonucu ortaya çıkabilir.

Bu tür davranışlar gösteren hastalara empati yapmak güçtür. Bu davranışlar karşısında geleneksel tepki “yargılama”, “hastayı reddetme” olabilir. Erkek hastanın hekime/hemşireye/diğer sağlık çalışanına cinsel içerikli davranışları hastanın ahlaki değerlerinin zayıflığı olarak nitelendirilebilir.

Hastanın güçsüzlüğünün telafisi olarak değerlendirilmesi gereken bu sağlıksız savunma mekanizmasının profesyonelce ele alınması gereklidir.

Cinsel İçerikli Davranışlar Karşısında Sağlık Çalışanlarının İletişimde Kullanılabileceği İlkeler;

    Hastanın ölüm korkusu, işini sürdürememe, bağımlı olma gibi kaygı yaratan duygularına yoğunlaşma

    Cinsel içerikli konuşma ya da davranışların üzerinde durmaksızın üçüncü şahıs ifadesi kullanarak endişelerini konuşma

    Hastanın dürtüsel denetiminin kalkması nedeni ile gereksinimi olan dış denetimin sağlanması (Yargılamaksızın davranışlardan rahatsız olunduğunun iletilmesi vb. yollarla)

    Hastanın gücünü, saygınlığını hissedebilmesinin sağlanması (bu amaçla, hastanın planlamalara katılımı, kısıtlamalar konusunda onayının alınması gibi yöntemlerin izlenmesi)

Yakınma

“Eleştirme, Yakınma” sağlık çalışanı ve hasta ilişkilerini güçleştiren hasta davranışlarıdır.

Hastanın tedavi ve bakım ihtiyaçları karşılandığı halde sürekli yakınmalarının devam ettiği durumlardır.

Bu Tür Davranışları Olan Hasta ile İletişimde Kullanılabilecek İlkeler;

    Sağlık çalışanının kendi duygularını ve tepkilerini kontrol edebilme- si gerekir.

    Hastanın yakınmasının altındaki anlamı kavramaya çalışmalıdır.

    Hastanın ikincil kazanç çabasını desteklememeye çalışmalıdır. (İkincil kazanç: Hastalık nedeni ile bireyin çevreden hoşgörü sağlamaya, sorumluluklarından uzak kalabilmeye çalışmasıdır.)

    Hastanın öfkesini ortaya koyma şeklinin kavranması ve hemşirelik sorunu olarak ele alınmasıdır.

İsteklerde Bulunma

Hastalar güvenlik gereksinimlerini karşılayabilmek için sağlık personelini ya da ailesinden bir bireyi sürekli yanında tutmak isteyebilirler.

Hastaların isteklerde bulunma davranışının nedeni; bazen çevreyi kendi çıkarına kullanma veya hastalığını kullanarak ilgi çekmeye çalışma (ikincil kazanç) olsa da, bazen bu davranışlar gerçek ihtiyaçların doğrudan veya dolaylı bir ifadesi olabilir. Gereksinimlerin belirlenmesinde ön yargılarla karar vermek yerine hasta davranışlarının daha profesyonelce değerlendirilmesi gerekir.

Hastalar inleyerek, kendisinin ayrıcalıklı olduğunu söyleyerek, sürekli ağrıdan yakınarak, sık sık isteklerde bulunarak görevlileri yanlarında tutmaya çalışabilirler. Sadece sorun çıkardığında ilgi ve yardım gösterildiğini fark eden hasta kendisinin bir insan olarak fark edilmesini sağlamak amacıyla da bu tür semptomlar geliştirebilir.

Değişen sağlık hizmeti anlayışı kapsamında hasta ile iletişimde hastanın hizmet alım sürecinde iletişimin zamanının, süresinin ve kapsamının hasta yararına, hasta ile birlikte planlanması gerekir. Böyle bir planlamanın yapıldığı hizmet sürecinde; hastalar gereksinim duyduklarında hekime/hemşireye ve diğer sağlık çalışanlarına ulaşabileceklerinden emin olurlar.

Sağlık çalışanlarının bu tür hasta davranışları karşısında en sık verdikleri tepki hastanın isteğini karşılama ya da bir süre sonra isteklerini önemsememe ve hastadan uzaklaşmadır. Hasta sık sık ağrıdan yakınıyorsa, ağrı ile ilgili isteklerde bulunuyorsa isteklerine yoğunlaşmak yerine hastanın bu durumu neden/nasıl yaşadığına yoğunlaşmak gereklidir.

    Bunu yapabilmek için hastanın davranışına yönelik kapsamlı veri toplamak gerekir.

    Hastanın isteklerinin niteliği nedir?

    İstekleri kime yönelmiştir?

    İstekleri ne zaman artmaktadır?

    İstekleri hangi durumda azalmaktadır?

    Gerçek gereksinimlerini açıkça ifade edebiliyor mu?

    İsteklerde bulunma gibi davranışları hangi amaca hizmet ediyor?

Bu veriler toplanıp değerlendirildikten sonra ele alınacak gerçek sorun belirlenebilir.

Aşağıdakilerden herhangi birisi hastanın gerçek sorunu olabilir;

    Güvenli ve güvenlikte hissetme, özgüvenini koruma, özsaygısını koruma, bağımsız olma, ait olma, sevilme, insiyatif alabilme gibi duygusal gereksinimlerini ifade edebilme güçlüğü

    Güvenlik ve özgüven gereksinimi nedeni ile dikkat ve ilginin odağı olma isteği

    Saygınlık, değerlilik kazanma çabası

    Sevgi, ait olma gereksinimi nedeni ile yalnızlık hissetme

    Güvenlikte hissetme gereksinimi nedeni ile gerektiğinde yardım edecek kimseyi bulamayacağı, durumunun önemsenmeyeceği endişesi

    Durumuyla ilgili bilgi eksikliğine bağlı endişe

    Bağımlı olması nedeni ile yaşanan endişe

    Uyaran sınırlılığına bağlı kaygı

Hastanın yukarıda sözü edildiği şekilde gerçek gereksinimini belirleyerek, gereksinimlerini karşılamada uygun müdahale planlarının hastanın işbirliği ile yapılması, olumlu değişimlerin ödüllendirilmesi; duygusal, zihinsel, fiziksel enerjinin istekleri karşılama, karşılamama döngüsü ile tükenip gitmesini önler ve hastanın işbirliğini harekete geçirir.

Ä°lgili resim

Örneğin, hastanın yanına uğrayacağı zamanı ve ayırabileceği süreyi hastanın fiziksel gereksinimlerini de dikkate alarak hasta ile planlamak (sabah 10:00, öğleden sonra 14:00’te yanında kalabileceği, saat 11:30’da 10 dakika hastanın duygusal durumu ile ilgili görüşülebileceği gibi) ve bu plana uymak, hastanın duygusal gereksinimlerini karşılamada yararlı olacaktır.  Hastanın uyaranlarını artırma gereksinimi varsa; diğer hastalarla ilişki kurmasını ve odasından çıkmasını destekleme, pencereden dışarı bakabilme, televizyon izleyebilme gibi görsel uyaranlar, radyo dinleme gibi işitsel uyaranlar sağlayabilme de yararlı olabilecek müdahalelerden bazılarıdır.

“Problem hasta” çoğu zaman ele alınamayan problem davranışlar nedeni ile kullanılan bir tanımlamadır. Sağlık çalışanlarının veri toplama, değerlendirme müdahale, problem çözme becerileri geliştikçe hastaların duygusal gereksinimlerini karşılayabilmeleri artacak, problem davranışlar giderek azalacaktır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

X
Scroll to Top